19 Ekim 2007 Cuma

stand by

kayıtdışı ekibi kendini stand by a aldı..normaldir donem koşturmaları başladı. esrayla bölüme vereceğimiz metni epey ilerlettik önümüzdeki hafta son halini buraya koyacağız, kulağınızı tırmalayan bişeyler olursa fikir verirsiniz. esra rengin hocaya çıtlattı, yazıyı vermeden mevzuyu önce ona iyice açıklayacağız, büyük ihtimalle sali sabahi olacak bu..çarşamba da yaziyi veririz..büyük ihtimalle o hafta bölüm kuruluna girer ve bir hafta sonra sonucunu alırız. kabul edilirse hemen kutlayalım:)

Bu arada değişecekse tema üzerine buradan kafa yoralım derim..buna kayıt dışı üzerine fikirlerimizi yazarak da başlayabiliriz buradan başka bi lafa sıçrayabiliriz. kayıtdışını online olarak sizinle birlikte düşüneyim şimdi hazır bebiş uyumuş herşey sakinken. bu ara tasarıma giriş dersinde filmler izliyoruz, iki film izledik mimar babamda louis kahn ve frank lloyd wright..ikisi de gerçek hayatta ne başka yaşamışlar kayıtlardaki binaları dışında. o filmlerde yine kayitlar sayesinde kayıt dışı hayatlarına ulaşınca bu adamların, modernizmi daha iyi anlıyoruz, büyük mimar olmak için berbat bi insan ve aile babası olmak gerektiğini anlıyoruz, o mimarların da dibe vurup çıkan insanlar olduğunu görüyoruz, kendimizle ilişki kurabildiğimiz noktada herşeyi daha iyi anlıyoruz:) mevzu her ne ise birşeyler gerçeklik üzerinden çok daha iyi anlaşılıyor. aynı şeklide lisansüstünde bilişim kavramları dersinde okuduğumuz metinleri hypertext olarak okuyoruz..yani okuduğumuz metindeki tüm kişileri, tüm zamanları, kitapları başka kaynaklardan da bulup o dönemin gerçekliğini canlandırmaya çalışıyoruz...vee herkes birden o sıkıcı metinleri okumaya başladı, çünkü o metinler aracı oldu, başka birsürü şeyi ilşkilendirmeye başladık...kayıt içindeki kategorize edilmiş bi dizgiye girmiş bilgiler bize yabancılaşıyor, ama artık öyle imkanlar var ki elimizde doğru yanlış bilmiyorum ama bilmediğimiz herşeye cart diye ulaşabiliyor, ve kendi kendimize ek bilgiler bularak içselleştirmeye başlayabiliyoruz...doğru bilgi nerde bilmiyorum ama internet formel-informel tüm kanllardan ilşkisel düşünmemizi kolaylaştırıyor...ekşi sözlük wikipedia derken bişeyin içyüzünü çözümlemeye başlıyoruz...internet ne mesela nasıl bi bi network? kayıt içi mi dışı mı ...hepsi var. 'ilişkisel düşünme' bence bu dönemin geçerli lafı...artık herşeyi herşeyle ilşkilendirebiliriz bu imkanlarla..ve daha iyi anlayabiliriz belki..internet belki de hiyerarşi dışı yapısıyla biçok formel şeyi yumuşattı..orda hayattaki maskeler bırakılabiliyo, tabii istediğin herhangi başka bi maskeyi bürünme imkanları tüketime de yine götürüyo ama böyle kullanılmayabilir, ya da insanı rahatlatıyosa böyle de kullanılsın....internete taktım şimdi kafayı...acaba bu network hiyerarşi dışı-disiplinlerarası ve kayıtdışıları destekleyen bir aracı mı? militer bir niyetle kurulup şu an geldiği noktada sosyoloji dışında mimarlığı ilgilendiren bi mevzu var mı? belki internet de değil tüm multimedya..tüm bilim teknolojileri....buralara gelince arayüz önerisi derinleşmeye başladı bende...arayüz kayıt iiçi ve dışı arasında kurulabilir mi? ve mimarlık da böyle bir arayüz olabilir mi? sadece cephe anlamında değil...gerçek dünyayla kurduğu dünya arasındaki arayüz...ve ne kadar gerçek hayattan veriler üzerine kurulursa o kadar iyi olan bir arayüz..ne kadar gerçeği kurmacaya katabilirse o kadar iyi bir arayüz...tasarım kurmaca değil mi? daha çok kayıtiçine dair durmuyor mu? kayıt dışında bir imza taşımayan öyle iyi tasarımlar var ki...eğitimin hep kayıt içi ler üzerine kurulduğu bi dünyada kafalarımıza bi format atılmıyor mu? bize öğretilen kayıt içi dünyada bu dünyaya ait en iyi olanları biraz akıllı olanlar hemen yakalayıp ödüllendirmiyor muyuz? peki ya hepsi safsataysa? bu dünyaya yeryüzüne ve insanlığa ne yararı var bu kurmacaların? süper dillerin? tüm bunlardan arınmanın yolu ne? insanları kurmacaya uymaya zorlamaktansa onların içinde olduğu şeyi daha iyi anlayıp ordan yol alınamaz mı? işte bu noktada sosyolojiye-psikolojiye-ekonomiye-politikaya ve diğer yanda mesleğin teknik yanlarındaki bilgiye, malzemenin doğasına strüktürün doğasına dönmemeiz gerekmiyor mu? tüm bu disiplinlerarası geyik böyle bi samimi duruşa hizmet edemez mi? tüm bu teknoloji bizi gerçeklikle buluşturamaz mı? bu gecelik nakavt...

Hiç yorum yok: